Osmanlı İmparatorluğu Merkez-Taşra İlişkilerinde Mahkemeler: Adli Statü, Görevliler ve Davalar
Şu kitabın bölümü: Tansü, Y. E. (ed.) 2023. Tarih Alanında Seçme Yazılar- I.

Berces Kılıç
Harran Üniversitesi

Özet

“Bu gök kubbe altında söylenmemiş bir söz yoktur” görüşünün bilincinde olarak ve “bu kubbede bâkî kalan hoş bir sadâ”yı yakalamayı amaç edinerek Osmanlı Devleti’nin hukuk tarihine merkez taşra ilişkileri bağlamında ışık tutmak gayesiyle yazılan bu makalede Osmanlı adalet mekanizmasının temeli olan mahkemeler ele alınmıştır. Bu bağlamda devlet ve reaya unsurları arasındaki köprüyü oluşturan ve özünü İslam’dan alan sosyal hayat ve ilişkilerin tesisi meselesine kısa bir giriş yaptıktan sonra Osmanlı mahkemesinin statüsüne, mekânına, kolluk unsurlarına, etki ve yetki alanları ile bu mahkemede görülen bazı davalara çalışmada yer verilecektir. Osmanlı mahkemesinde başta kadı olmak üzere kadıların atamış oldukları naibler, mahallelerde kadıların gözü kulağı olan imamlar, kazaların polis gücünü teşkil eden subaşılar, yasakçılar, kale dizdarları ve muhtesibler bir ilişkiler ağı ile bir birbirine bağlanırlar. Çalışmamızda da bu ağdan hareketle başlıca Osmanlı mahkemesi görevlileri arasında gösterilen bu görevlilerin üstlendiği rollere değinilecektir. Bu görevlilerin her birinin etkin bir rol üstlendiği İslam ve Osmanlı devlet anlayışında adalet mekanizması ise iradi bir bütünlük gösterir. Ancak bu mekanizma içerisinde kaza, nahiye ve mahalleler şeklinde mekânsal bir ayrıma gidilir. Bu ayrım, adalet mekanizmasının işleyişinde kolaylık sağlamak amacıyladır. Sona gelirken, Osmanlı toplumunda mahkemelere yansıyan dava konularına değinilecektir. Bu bağlamda bakıldığında davalar çeşitlilik gösterir. Bundan hareketle söylenebilir ki davalara olan yaklaşım ve çözüm arayışları da bir o kadar çeşitli olmuştur. Osmanlı toplumsal yapısına baktığımızda yönetenler kısmını oluşturan devlet ricali ve askerler ile yönetilen sınıfı temsil eden reaya karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda da her iki sınıf arasındaki meseleler önem kazanmaktadır. Reayanın reaya ile anlaşmazlıklarını mahkemeye taşıdığı gibi reayanın taşradaki devletin temsilcileri ile olan sorunlarını da adli mekanizmaya ilettiği görülmektedir. Elbette adaletin keskin kılıcı olan devlet unsuru da amme hukukunu tesis ve temin etmede kendi gücünü ortaya koyarak bir üçüncü dava şeklini oluşturmaktadır.İslam devletlerinde birçok alanda önemli görevler üstlenen vakıflar, devletlerin gelişimine paralel olarak özellikle Osmanlı İmparatorluğuyla zirveye ulaşmıştır. Buna bağlı olarak faaliyetleri ve işleyiş yöntemlerinde de değişiklikler olmuştur. Faizin hoş karşılanmadığı İslam hukukunda, insanların yararı için, para vakıflarının ticari bir araç ve hayır kurumu olarak kullanılması bahsedilen değişikliklerden biri olmuştur. Para vakıflarıyla ilgili yapılan tartışma ve eleştirilere rağmen dönemin ulemasının çoğu bu işlemin kısaca peşin alıp vadeli satma olarak tanımlanabilecek bir ticaret olduğunu belirterek İslam şeriatına uygun olduğu yönünde fetva vermişlerdir. İcazeti verilmiş olan bu yapılanma ile İslam devletlerinde bankacılığın temelleri atılmış; halk nakit ihtiyacını tefecilerden değil bu kurumlardan karşılamıştır.

Anahtar Kelimeler:

Kaynakça Gösterimi

Kılıç, B. (2023). Osmanlı İmparatorluğu Merkez-Taşra İlişkilerinde Mahkemeler: Adli Statü, Görevliler ve Davalar. In: Tansü, Y. E. (ed.), Tarih Alanında Seçme Yazılar- I. Özgür Yayınları. DOI: https://doi.org/10.58830/ozgur.pub92.c411

Lisans

Creative Commons License

Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslanmıştır.

Yayın Tarihi

23 March 2023

DOI

Kategoriler