Bilim insanları şimdiye kadar yapılan çalışmalar rehberliğinde etkin ve verimli bir düşünce yapısı oluşturabilmek ve kendini gerçekleştirme arzusu taşıyan insanlara yol gösterici olmak amacıyla çeşitli düşünce modellemeleri geliştirerek insanlığın hizmetine sunmuşlardır. Nitekim insanların yaşamda gösterdikleri tatminlik ve başarıyla birlikte öne sürülen metotlarla zihnin eğitilmesinin ve geliştirilmesinin ne kadar önemli olduğu da görülür olmuştur. Bu yöntemlerin en etkililerinden biri 1970’li yıllarda öne sürülen Zihin Dili Programlama (NLP) ise, insanlardaki başarılı sonuçlarının gerek bilimsel verilerle gerekse insanların birebir gözlemleri ile ortaya konulmasıyla rüştünü ispatlamış bir yöntem olarak bilim camiasındaki yerini almıştır.

Zihin Dili Programlama (NLP)’nin özellikle bireyin hedeflerine yönelik olarak programlanması, bireye “Gerçekten ne istiyorum?”, “Şu an gelmek istediğim noktanın neresindeyim?” veya “Bu istekleri oluşturan asıl kaynak ben miyim?” gibi yönlendirdiği güçlü sorularla ‘idealleştirilmiş benlikten’ sıyrılıp bireyin özüne derin bir yolculuk yapmasını sağladığı düşünülmektedir. Netice de bireyin kendi öz yetkinlikleri ve yeteneklerine uygun amaçların ortaya çıkmasına ve bireyin kendini gerçekleştirmesine imkân verdiği görülmektedir. Bu bağlamda NLP zihin dili programlama yönteminin insanlar üzerinde işe yarar bir yöntem olduğu düşünülmektedir. Özellikle rekabetin yoğun olduğu ve varlık mücadelesinin gittikçe ağırlaştığı iş dünyası için NLP tekniklerinin işletmelere daha fazla katkı sağlaması ve işverenleri rahatlatıcı bir rehberlik sunması vadedilmektedir.

ir.