Hekim ile hasta arasında kurulan sözleşme hekimlik sözleşmesi olarak adlandırılmaktadır. Ancak, sözleşmenin tanımına ilişkin Sözleşmeler Yasası’nda herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Kendine özgü yapısı olan bu sözleşmeye, uygun düştüğü ölçüde, Sözleşmeler Yasası’nda yer alan vekalet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Hekim ile hasta veya hastanın yasal temsilcisi arasında kurulan bu sözleşme, iradi bir sözleşmedir. Hasta veya hastanın yasal temsilcisi, teşhis veya tedavi için gideceği hekimi özgürce seçme hakkına sahipken, serbest çalışan hekimin de teşhis koyacağı veya tedavi edeceği hastayı kabul veya reddetme hakkı vardır. Dolayısıyla, hekimlik sözleşmesinin kurulabilmesi için hekim ile hasta veya hastanın yasal temsilcilerinin bu konuda mutabık olmaları gerekmektedir. Aksi taktirde, birbiriyle örtüşen irade beyanlarının varlığı mevzu bahis olmayacaktır. Hekimlik sözleşmesi, kendine özgü yapısı olan sözleşmelerdendir. Hekim ile hasta arasında güvene dayalı olarak kurulan bu sözleşme, hasta ve hekime birtakım haklar tanırken, aynı zamanda birbirlerine karşı bazı yükümlülükler de yüklemektedir. Bu yükümlülüklere uyulmadığı takdirde, hukuki veya cezai sorumlulukların gündeme gelebilmektedir.