
Doğu Karadeniz Bölümü’nde Meydana Gelen Sel ve Taşkınların Analizi (1955-2022)
İndir
Özet
Sel ve taşkınlar Dünyada ve Türkiye’de sık görülen afetlerin başında gelmektedir. Türkiye’de sel ve taşkınların frekansında artış yaşandığı birçok çalışmada ortaya konulmuştur. Türkiye’de sel-taşkınların sık yaşandığı sahalardan biri de Doğu Karadeniz Bölümü’dür. Bu çalışma Doğu Karadeniz Bölümü’nde meydana gelen sel ve taşkınların analizini amaçlamaktadır. Çalışmada Sayısal Yükseklik Modeli, sıcaklık, yağış ve sel-taşkın verileri temel datalardır. Bu çalışmada sel-taşkınlar üzerinde etkili olan jeolojik, jeomorfolojik, iklim, bitki örtüsü, hidrografik, toprak ve arazi kullanımı özellikleri değerlendirilmiştir. Doğu Karadeniz’de yer alan bazı meteoroloji istasyonlarının sıcaklık ve yağış verileri Mann-Kendall yöntemi ile trend analizine tabi tutulmuştur. Coğrafi Bilgi Sistemleri ile belirlenen 21 havzaya morfometrik indisler uygulanmış, sel-taşkınların mekânsal analizi yapılmıştır. Mekânsal analiz kapsamında sel-taşkınların merkez, ortalama merkez, medyan merkezi, ortalama en yakın komşuluk, standart sapma elipsi ve standart uzaklık analizleri yapılmıştır. Noktasal ve kernel yoğunluk analizleri ile sel-taşkın yoğunluğunun yüksek olduğu alanlar belirlenmiştir. Parametrik olmayan Mann-Kendall, Sen’s slope ve Spearman Rho testleri ile sel-taşkınların trend analizi yapılmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre; eğim ve bakı özelliklerinin sel-taşkın oluşumunu kolaylaştırdığı görülmektedir. Aylık ortalama sıcaklık ve aylık toplam yağış verilerinde analiz edilen istasyonların genelinde pozitif yönlü eğilimler saptanmıştır. Havzalarda engebelilik değerinin yüksek olduğu, bu durumun da sel-taşkın riskini artırdığı, sel ve taşkınların yıllara göre artış eğiliminde olduğu saptanmıştır. Trabzon ve çevresinde sel-taşkın yoğunluğunun yüksek olduğu görülmektedir. Sel ve taşkınların etkilerinin azaltılması için noktasal ve kernel yoğunluğunun yüksek olduğu alanlar dikkate alınarak gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Akarsu yataklarında yer alan yerleşmeler tahliye edilmeli, akarsu yatakları düzenli olarak temizlenmeli ve iklim değişikliğinin olası etkileri havza yönetiminde dikkate alınmalıdır.