Sinema, toplumsal gerçekliğin en etkili temsil yollarından biridir. Sinema aynı zamanda kültürel temsil alanı olduğu için, ele alınan temalar toplumsal yaşantının bir yansıması olarak görülmektedir. Bu çalışmanın amacı Uğur Yücel’in yönetmen ve oyuncu olduğu Benim Dünyam filmi özelinde dezavantajlı grupların sinemada nasıl temsil edildiğini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda filmler nitel araştırma yöntemi olan görsel analiz yöntemiyle incelenmiştir.  Popüler kültürün ve modernleşmenin yaygınlaştığı dünyada Türk sineması toplumda dezavantajlı, kırılgan ve damgalı olarak nitelendirilebilecek kesimlerin sinemaya aktarılmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Bu kırılgan gruplar içerisinde özel gereksinimli çocuklar, engelliler, kadınlar, yaşlılar, göçmenler ve yoksullar gibi gruplar ön plana çıkmakta ve beyazperde aracılığıyla izleyenlerin beğenisine sunulmaktadır. Dezavantajlı gruplar genel olarak zayıf, bağımlı, yardıma muhtaç, ötekileştirilmiş ya da yabancılaştırılmış kişiler olarak algılanmaktadır. Nadiren de olsa dezavantajlı bireylerin başarı hikayeleri, yaşanmışlıkları aktarılmaktadır. Bu iki durumda dezavantajlı grupların günlük yaşamlarında maruz kaldıkları ayrımcılığı ve ötekileşmeyi pekiştirmektedir. Bu doğrultuda Goffman’ın damga perspektifiyle engelli birey ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu anlamda çalışmanın ilk kısmında dezavantajlı grupların tanımı ve boyutları ele alınmıştır. Çalışmanın ikinci kısmında araştırmanın yöntemi ve veri toplama türlerinden bahsedilmiştir. Çalışmanın son kısmında ise araştırmanının sonuç ve bulgularına yer verilmiştir.