Siyaset fenomeni, insan davranışını, güç dinamiklerini ve toplumun örgütlenmesini kapsayan çok yönlü bir kavramdır. Geniş anlamda siyaset, kamusal kararların alınması, uygulanması ve yönlendirilmesini içeren bir süreçtir. Siyasal bilimler açısından değerlendirildiğinde siyaset; bireylerin, grupların ve kurumların çıkarlarını korumak, çatışmaları yönetmek ve toplumsal düzeni sağlamak için izledikleri yöntemleri içermektedir. Bürokrasi ise modern devletlerin karmaşık yönetim süreçlerini düzenlemek amacıyla geliştirdiği temel bir yönetim biçimidir. Weber’in tanımladığı biçimiyle bürokrasi, günümüzde sıklıkla olumsuz çağrışımlarla anılmasına karşın, aslında hiyerarşik yapı, açık ve nesnel kurallar ile kişisel çıkarlardan arındırılmış ilişkiler çerçevesinde şekillenen bir örgütsel modeldir. Bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişki, toplumun refahını ve kamu hizmetlerinin etkinliğini artırma gibi ortak bir amaç etrafında şekillenmektedir. Her iki yapı da aynı temel değerler ve araçlar doğrultusunda hareket ederek uyum ve iş birliği içinde işleyen bir yönetim mekanizması oluşturmaktadır. Siyaset karar alma süreçlerini yönlendirirken; bürokrasi bu kararların istikrarlı ve düzenli bir şekilde uygulanmasını sağlamaktadır. Bu dinamik etkileşim, kamusal yönetimin sürdürülebilirliğini ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verme kapasitesini güçlendiren kritik bir denge unsuru niteliğindedir.

Bu çalışmanın odak noktası, öncelikle siyaset ve işlevlerine dair kapsamlı bir analiz sunmak, ardından siyaset kavramının tarihsel gelişimini derinlemesine irdelemektir. Bu çerçevede, siyasal süreçlerin evrimi ve toplumsal yapılar üzerindeki etkisi ele alınacaktır. Daha sonra bürokrasi kavramı ve Max Weber’in bürokrasiye dair yaklaşımı detaylı bir şekilde incelenerek bürokrasinin modern toplumlarda nasıl şekillendiği ve ele alındığı tartışılacaktır. Çalışmanın nihai aşamasında ise, siyaset ve bürokrasi kavramlarının birbirini nasıl şekillendirdiği ve etkileşimde bulunduğu değerlendirilecektir. Bu bağlamda çalışma, mevcut literatürdeki eksiklikleri gidermeyi ve alan yazına özgün bir katkı sağlamayı amaçlayarak hem akademik literatürde hem de pratikte siyasal ve bürokratik yapılar hakkında daha derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde bilgi edinmemize olanak tanıyacaktır.