Davranışsal Ekonomi Bakış Açısıyla Depremlere Yönelik İnanışlar ve Gerçekler
Şu kitabın bölümü:
Kırcı Altınkeski,
B.
&
Buğan,
M.
F.
(eds.)
2023.
Finansal Piyasaların Evrimi: Bankacılık, Risk Yönetimi, Piyasa ve Kurumlar.
Özet
İnsanların mağara ve doğal yaşam barınakları dışında meydana getirdikleri yapıları tarih boyunca savaşlardan sonra en çok tehdit eden depremler olmuştur. Depremlere karşı insanların yapabileceği çok şey olmakla birlikte bu önlemlerin başında deprem kuşağında yaşayan toplumların yapılarının depreme dayanaklık gelmektedir. Ancak toplumların ekonomik ve sosyal yapıları depreme karşı alınacak önlemleri bazen ikinci plana atmaktadır. Lakin depremin yıkıcı sonuçlarını azaltmak için sadece bireysel önlemler yetmemektedir. Bir toplumun topyekûn olarak gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Bunun için öncellikle o toplumda depreme dayanıklı yapıları inşa edebilme yaklaşımının yerleşmesi, toplumun yeterli ekonomik kaynağa, eğitime ve en önemlisi de yeterli bilinç seviyesine sahip olması gerekmektedir. Bu açıdan depremin neden ve sonuçlarına dair toplumsal yaklaşımların davranışsal ekonomi bakış açısı çerçevesinde ele alınması önem kazanmaktadır. Toplumda depreme dair yerleşik sosyal ve ekonomik yaklaşımların mercek altına alınması konunun daha iyi anlaşılması açısında gereklidir. Böylece deprem gerçeğini geniş bir perspektifle değerlendirerek depremin sonuçlarının azaltılması açısından yapısal ve gerçekçi bir değişim ve dönüşümün yaşanmasına katkı sunulabilir. Özellikle Anadolu yarımadasında meydana gelen deprem değerlendirildiğinde depremin tarih boyunca toplumsal yaşamın bir parçası ve gerçeği olmasına rağmen sonuçlarının azaltılması noktasında sürekli ihmal ve yetersiz önlemlerin başı çektiği gözlenmektedir. Gerçekten de Anadolu yarımadası tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetler bir yandan dört mevsimi yaşatan, üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahip bu yarımada gelişip zenginleşirken, diğer yandan depremler karşı karşıya kalmıştır. Bu depremler büyük yıkımlara ve bu yıkımları müteakiben büyük göçlere neden olmuştur.