Bu çalışma, "Herkes İçin Spor" anlayışı çerçevesinde toplumda hareketlilik ve aktif yaşamı teşvik etmeye yönelik stratejileri, politikaları ve uygulamaları ele almaktadır. Çalışmada, bireylerin yaş, cinsiyet, fiziksel yetenek, ekonomik durum veya sosyal statü ayrımı gözetmeksizin spora katılımını sağlayan yaklaşımlar hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sunduğu faydalar açısından incelenmiştir.

Herkes için sporun bireyler üzerinde fiziksel ve psikolojik sağlık, sosyal uyum, öz güven ve yaşam kalitesini artırma gibi etkileri olduğu, toplum düzeyinde ise sosyal dayanışmayı güçlendirdiği, eşitlik ve kapsayıcılığı desteklediği vurgulanmıştır. Ayrıca, düzenli sporun kronik hastalıkları önlemedeki etkisi ve toplum genelinde sağlık harcamalarını azaltma potansiyeli detaylandırılmıştır.

Hareketliliği artırmaya yönelik stratejiler arasında spor parkları, bisiklet yolları, yürüyüş parkurları gibi erişilebilir altyapı yatırımları, topluma yönelik etkinlikler ve dezavantajlı gruplara hitap eden programlar yer almıştır. Kadınlar, yaşlılar, engelliler, mülteciler ve düşük gelirli gruplar gibi kesimlere yönelik spor katılımını artıran uygulamalar analiz edilerek erişilebilirliğin toplumsal etkileri tartışılmıştır.

Teknolojinin spor ve aktif yaşam üzerindeki rolü, dijital fitness uygulamaları, giyilebilir cihazlar, online topluluklar ve veri odaklı yaklaşımların bireysel spor hedeflerine ulaşmadaki katkılarıyla ele alınmıştır. Teknolojik araçların spor alışkanlıklarını teşvik etme ve toplumda hareketliliği artırmadaki etkisi değerlendirilmiştir.

Ulusal ve uluslararası politikalar bağlamında, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) fiziksel aktivite kılavuzları, Türkiye’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Herkes İçin Spor Federasyonu (HİS) öncülüğündeki uygulamaları ve Kanada, İsveç, Finlandiya gibi ülkelerdeki başarılı programlardan çıkarılan dersler incelenmiştir.

Son olarak, sürdürülebilir aktif yaşam için sporun geleceği tartışılmış; çevresel sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi ve geri dönüşüm uygulamaları ile geleceğin şehirlerinde spor kültürünün yerleşik hale getirilmesi üzerine öneriler sunulmuştur. Sporun bireyler ve gezegen üzerindeki olumlu etkileri çerçevesinde, spor kültürünün sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlayan bir dönüşüm aracı olduğu sonucuna varılmıştır.