Küresel ısınma ve çevresel sorunlar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gündemin en önemli maddelerinden biri haline gelmiştir. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik kavramı hem bireysel hem de kurumsal düzeyde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Yeşil taksonomi, bu süreçte ekonomik faaliyetlerin çevresel etkilerini değerlendirerek, sürdürülebilir yatırımları teşvik eden bir sınıflandırma sistemi olarak ortaya çıkmıştır.

Yeşil taksonomi, finansal raporlamada önemli değişikliklere yol açmıştır. Şirketler, artık sadece finansal performanslarını değil, aynı zamanda çevresel etkilerini de raporlamak zorundadırlar. Yeşil varlık oranı gibi yeni metrikler sayesinde, yatırımcılar şirketlerin çevresel performanslarını daha iyi değerlendirebilmekte ve sürdürülebilir yatırımlara yönlenebilmektedir.

Bu çalışmada, yeşil taksonominin finansal raporlama üzerindeki etkileri incelenmektedir. Yeşil taksonominin ne olduğu, neden önemli olduğu, finansal raporlamaya getirdiği yenilikler ve gelecekteki beklentiler gibi konulara odaklanılmaktadır. Ayrıca, Türkiye'deki uygulamalar ve yeşil taksonominin finansal sektördeki dönüşümü hızlandırma potansiyeli değerlendirilmektedir.