Son yıllarda uluslararası oluşumların ve toplantıların ardından, toplumlarda çevre ve sürdürülebilirlik bilinci artmaya başlamıştır. Esas kalıcı olan doğa olduğu için insanların üretim ve tüketim gibi yaşamsal faaliyetlerinde çevreye en az zarar verecek şekilde hareket etmeleri zorunludur. Bireysel bilincin yanı sıra devlet tarafından toplumsal motivasyona etki edecek caydırıcı ve teşvik edici önlemlerin alınması yadsınamaz bir gerçektir. Gelecek nesillere en az zararla devredilmesi gereken çevre, küresel kamusal bir mal olarak tüm insanlığı ilgilendirir. Yağmur ormanlarının azalması yalnızca o ülkelerin bir sorunu değildir.

Doğa turizmi içerisinde giderek ilgi toplayan ekoturizm, yerel halkın ve turistlerin de bilinçli olmasını şart koşmaktadır. Turizm faaliyetleri arttıkça, merkezi ve yerel yönetimler kitle turizminin ekonomik, çevresel ve altyapısal etkilerini yönetmek ve en aza indirmek için turistlere ve seyahat acentelerine daha fazla mali yükümlülükler getirebilmektedirler. Modern devletlerde vergilerin tek amacı kamusal faaliyetlerin finansmanını sağlamak değildir. Vergiler, birey ve firmaların bütün ekonomik kararlarını etkileme gücüne sahiptir. Bu bağlamda kirleten öder ilkesi, çevrenin korunması ve en az zararla geleceğe devredilmesi amacıyla uygulanmaktadır.

Günümüzde küresel ısınma ile mücadelede alınan vergi politikaları, vergilerin ekstra-fiskal fonksiyonları içinde yer almaktadır. Çevresel farkındalığı artırmak için yapılan toplantı ve afişler yeterli olmadığı için mutlaka vergi, borçlanma, finansman, negatif dışsallıkla mücadele gibi politikalar, etkin ve yaygın olarak kullanılmalıdır. Bu çalışmada ekoturizmin sürdürülebilir çevreye hizmet etmesi adına uygulanabilir mali politikalar anlatılmaktadır. Yerel politikaların yanı sıra ilgili uluslararası kuruluşların almış olduğu ilkesel kararlar, çevrenini korunması yanında ekoturizmin yaygınlaşmasını da beraberinde getirecektir. Ayrıca Türkiye’nin ekoturizm alanında potansiyeli ve sürdürülebilir turizm konusunda atılması gereken adımlar irdelenecektir.