Sosyal Refah Devleti Anlayışı Çerçevesinde Geçmişten Günümüze Türkiye’de Kamu İktisadi Teşebbüslerinin Rolleri
Şu kitabın bölümü:
Akça,
H.
&
Yurdadoğ,
V.
(eds.)
2024.
Güncel Maliye Uygulamaları.
Özet
Ekonomi politikalarının en önemli hedeflerinden birisi de toplum refahını en üst seviyeye çıkarmaktır. Bu amaçla birçok teori ortaya konulmuştur. Sosyal refah devleti anlayışı da benzer amaçlarla toplum refahını artırma amacıyla ortaya çıkmış bir akımdır. Sosyal refah devleti anlayışı, ortaya ilk çıktığı andan beri, toplumlardaki eksikliklerin giderilmesi ve toplum içindeki eşitliğin sağlanması gibi amaçlarla meydana gelmiş bir olgudur. Devletlerin bu anlayış kapsamında yapmış olduğu harcamalar, sosyal refah harcamalarıdır. Bu harcamalarla devlet, özellikle ekonomik açıdan, piyasaya müdahalelerde bulunarak toplum içerisindeki ekonomik ve sosyal açıdan eşitsizlikleri gidermeyi hedeflemektedir. Devletin ekonomik olarak yapmış olduğu müdahalelere baktığımızda, karşımıza Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) çıkmaktadır. KİT’ler, toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerin üretiminde, ülke ekonomisinde istikrarı sağlamada ve gelir eşitsizliğini azaltmada etkili olmasından dolayı önemli yere sahiptirler. Çalışmada sosyal refah devleti anlayışı çerçevesinde KİT’lerin rolü araştırılmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’de 1970-2022 yılları arasında GSYİH, istihdam, üretim ve yatırım içerisindeki KİT’lerin payları istatistiki veriler derlenerek yorumlanmıştır. KİT’lerin sosyal refah göstergeleri içerisindeki payının incelenen dönemde giderek azaldığı sonucuna ulaşılmıştır. Buna sebep olarak piyasa ekonomisinin belirli bir olgunluğa ve büyüklüğe ulaştığı buna bağlı olarak da GSYİH, üretim, yatırım, istihdam düzeylerinin de önemli artış kaydettiği ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar KİT’lerin azalan rolüne rağmen birçok stratejik alanda faaliyette bulunması, hala ekonomik aktivitelerde yön belirleyici bir aktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gerekçelerle daha etkin ve verimli bir işletme anlayışının benimsenmesi ile KİT’lerin büyümeye, ekonomik istikrara ve gelir eşitsizliklerine gerek kişisel gerekse bölgesel düzeyde katkı sağlayabileceği sonucuna ulaşılmıştır.