Ekonomik ve toplumsal ilerlemenin en önemli unsurlarından biri olan kentler, kronik (işsizlik, güvenlik, iklim değişikliği, barınma ve çevre kirlilikleri vb.) ve akut (örneğin; deprem, sel, yangın ve sanayi kazaları) şokların baskısı altındadır. Kentsel sistemler üzerinde büyük hasarlar yaratabilen şoklara karşı yanıt verme, uyum sağlama, fonksiyonlarını ve büyümeyi devam ettirebilmeye yönelik ihtiyaç kentlerin dirençli kılınmasını gerektirmektedir. Kentsel dirençliliğin sağlanabilmesi adına günümüzde birçok devlet kentleşme politikalarına direnç konusunu dâhil etmeye başlamıştır. Türkiye kentsel şokların etkilerini azaltabilmek için kentleşme politikasına direnç unsurunu entegre etme çabası içindedir. Türkiye’nin kentleşme politikalarına yön veren temel metinler arasında yer alan kalkınma planlarında da direnç konusu işlenen temel konulardan biridir. Bu çalışmanın amacı, 2024-2028 dönemini kapsayan On İkinci Kalkınma Planının kentsel direnç yaklaşımını açıklamaktır. Doküman analizi tekniğine dayandırılan bu çalışmada, söz konusu kalkınma planının afetler ve iklim değişikliği etkilerine karşı direnç noktalarına odaklandığı, tüm sektörleri ve paydaşları kapsayan, çok boyutlu ve bütüncül bir bakış açısına sahip olduğu tespit edilmiştir.