Bilgi yumağını kendi bünyesinde yorumlayıp aktaran basılı yapraklar bütünü olan kitap, her ders için geçerli kabul edilebileceği gibi, tarih için de en çok kullanılan öğretim materyallerinden birisi olmayı başarmıştır. Bu nedenle ister ders kitabı olsun ister fikir veya benzeri bir anlam taşısın hiç bir zaman önemi yadsınamaz araç olarak, geçmişten günümüze kadar varlığını sürdürmeği başarmıştır.

İşte bu çalışmada tarih yapmaktan, tarih yazmaya pek fırsat bulamayan bu devletin/milletin,  orijinalinde Alman Donanması için kaleme alınan ve bir nevi beden eğitimi kitabı olan Terbiyye-i Bedeniyye Risalesi’ni faydalı olabileceğini düşünerek tercüme ettirmesinin önemi üzerinde durulmakla birlikte, kitabın içerisinde bulunan askeri talimlere yönelik detaylar verilmiş, aslı ise kitabın sonuna eklenmiştir.

Araştırmanın örtük gayesi, aslında kitabın tanıtılmasına yöneliktir. Çünkü böylesi bir çalışmanın gün yüzüne çıkartılması Ali Emiri tarafından 1915’lerde sahafın tozlu rafları arasından bulunup günümüze ulaşan Divan-ı Lügati’t Türk’ün bulunma gayesi ile örtüşmeye teşebbüs ettiği düşünülmektedir.

Söz konusu kitap, dönemin Deniz Astsubay Okulunun Müdürü Nail Efendi ve Müdür Yardımcısı Teğmen Diresel Efendi tarafından 1916 yılında Türkçe’ye nakledilerek, bir tanesi Padişah’a ve bir nüshası da Bahriye Nazırlığı’na gönderilmek suretiyle Osmanlı eğitim tarihine dahil edilmiştir.

Böylece hazırlanan bu çalışma ile hem eğitim tarihi, hem askerî tarih ve hem de beden eğitimi gibi alanlarda araştırma yapanlarla, diğer ilgililere yönelik bir ipucu vermesi bakımından faydalı olacağı umulmaktadır. Çünkü eserin ifadesi ile “hayat harekettir” sloganı bizleri bu tür maksatlara yöneltmeye itmiştir demek yanlış olmayacaktır.