Sağlık Bilimlerinde Akademik Araştırma ve Değerlendirmeler II
İndir
Özet
Beslenme ve ruh sağlığı arasında çift yönlü bir etkileşim vardır. Tükettiğimiz zararlı ya da fazladan besinler ve yetersiz alınan diğer gıdalar ruh sağlığını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bir süre sonra da mevcut ruhsal durumun beslenme biçimini etkilemesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu kapsamda olmak üzere ruh sağlığı hemşiresinin ruh sağlığı bozuk olan bireylerin korumasında ve sağaltımında yeterli-dengeli bir beslenme ile bireyin gereksinimlerine uygun diyet ve ek besin takviyeleriyle beslenme şekline yardımcı olması konularına yönelik önemli bilgiler derlendi.
Organ Bağışçılığında Sosyal Sermayenin Etkisi: Toplumsal Bağların Gücü başlığı altında; organ bağışçılığının artırılması hedeflendiğinde, sosyal sermayenin gücünden faydalanmak büyük önem taşıdığına yönelik konular irdelendi.
Ortodontik, Ortopedik ve Ortognatik Müdahalelerin Solunum Yolu ve Fonksiyonları Üzerindeki Rolü ile ilgili olarak ayrı bir bölümde ortodontik, ortopedik ve/veya ortognatik müdahalelerin solunum fonksiyonlarına etkisi incelenerek bu başlık kapsamındaki önemli konulara açıklık getirildi.
İntraoperatif Sıvı Tedavisinde Güncel Yaklaşım konusunda ise sıvı yönetimini bireyselleştirme, komplikasyonları azaltmada önemli bir faktör olduğu vurgusundan hareketle, intraoperatif sıvı tedavisinin, klinik rehberler ve hasta özelliklerine göre planlanması konularına yönelik kapsamlı bilgiler verildi.
Pediatrik Kronik Kritik Hastalık: Tanımı, Klinik Özellikleri, Epidemiyolojisi ve Önleme Stratejileri bölümünde; pediatrik kronik kritik hastalık (PKKH), akut kritik durumdan kurtulan ancak uzun süreli yoğun bakım desteği gerektiren çocuklarda ortaya çıkan karmaşık bir sağlık durumu olduğuna dikkat çekildi. Bu hasta grubunun tanımlanması ve yönetimi için multidisipliner yaklaşımların ve yenilikçi teknolojilerin entegre edilmesine yönelik olarak açıklayıcı konulara değinildi.
Doğal Afetler ve Tıbbi Kimliklendirme Organizasyonu: 2023 Kahramanmaraş Merkezli Depremde Saha Tecrübeleri konusunda 2023 yılında gerçekleşen Kahramanmaraş Depremi’nin ardından yaşanan can kayıpları ve fiziksel yıkım, afet yönetimindeki başarılı yönler kadar, bu konudaki bazı eksiklikleri de ortaya koyarak özellikle Adli Tıp Kurumu ve Cumhuriyet Başsavcılıklarının kimliklendirme süreçlerindeki rolleri, sahadaki zorluklar ve çözüm önerilerine ait önemli bilgiler verildi.
Yaşlı bireyler basınç yarası gelişim riski açısından en riskli gruptur ve yetersiz beslenme ve besin ögesi eksiklikleri basınç yaralarının gelişimi için önemli risk faktörleridir. Bu bağlamda olmak üzere oluşmuş yaraların iyileşmesini teşvik etmek ve cilt bütünlüğünü sağlamak için de yeterli ve dengeli beslenmenin gerekliliğinden bahsedildi.
İyonlaştırıcı radyasyonun erkek üreme sistemi üzerindeki etkileri, radyasyonun hem genetik hem de biyolojik sonuçları nedeniyle endişe verici durumu vurgulanarak; özellikle radyoloji gibi alanlarda çalışan kişilerde, üreme sağlığı sorunları zamanla birikebilir ve etkileri uzun yıllar sonra görülebildiğine değinildi. Ayrıca çalışma alanlarındaki radyasyon seviyelerini sürekli olarak izlemek ve düşük dozları bile en aza indirmek gerektiğinden hareketle; iyonlaştırıcı radyasyonun üreme sağlığı üzerindeki etkileri, özellikle maruz kalma süresine ve dozuna bağlı olarak değiştiği, erkekleri bu tür etkilerden korumak için iş güvenliği standartlarına uyulmalı ve düzenli sağlık kontrollerinin yapılmasına yönelik bilgiler verildi.
Ayrı bir bölümde, sağlık sektöründe bulut bilişim teknolojilerinin kullanım alanları, avantajları, zorlukları ve gelecekteki rolü kapsamlı bir şekilde işlendi. Bulut bilişim, büyük veri analitiği ve yapay zekâ entegrasyonuyla sağlık sektöründe tanı ve tedavi süreçlerini optimize ederken, maliyet tasarrufu ve esneklik gibi önemli avantajlarına yönelik bilgiler sunuldu.
Organ bağışı günümüzde hayati öneme sahip bir eylem olmasına rağmen halen talebi karşılayacak düzeyde bağış bulunmamaktadır. Organ nakli konusunda yanlış anlaşılmalar ve engellerin başında insanların sahip olduğu hatalı dini, hukuki ve tıbbi bilgiler ve tutumlar geniş şekilde ele alındı.
Kronik Miyeloid Lösemi (KML), miyeloproliferatif bir neoplazmdır ve yetişkinlerde yeni teşhis edilen lösemi vakalarının yaklaşık %15'ini oluşturur. KML ve Ph+ ALL hastalarında birinci ve ikinci basamak Tirozin kinaz inhibitörleri (TKİ) kullanılarak tedaviye yanıt alınamadığında, hastalığın ilerlemesi, nüksetmesi, kullanılan tirozin kinaz inhibitörlerine direnç veya intoleransın oluşması, T315I mutasyonunun varlığı, tedavide yeni nesil tirozin kinaz inhibitörlerinin kullanılmasına yönelik olarak açıklamalara değinildi.
Kan alma hem poliklinik hem de klinik hizmetlerinde ailelerin ve çocukların sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Kan alma, aşı uygulama, periferal damar yolu açma gibi işlemsel uygulamalar maalesef ağrı ve anksiyete kaynaklarıdır. Bu durum çocukların yanı sıra anne babaları da işlem sırasında germekte ve bazen tartışmaların çıkmasına neden olabilmektedir. Bu bağlamda olmak üzere hemşirelerin önemine vurgu yapıldı.
Hemşirelik öğrencilerinin ağrı inançlarını ve ağrı inançlarıyla ilişkili faktörleri belirlemek amacıyla yapılan ve tartışılan bölümde ise; hemşirelik öğrencilerinin organik ağrı inançlarının psikolojik ağrı inançlarından daha yüksek olduğu ve hemşirelik öğrencilerinin ağrı inançlarının demografik ve ağrı ile ilgili özelliklerine göre farklılık gösterdiğine yönelik açıklayıcı bilgiler verildi.
Yine sağlık hizmetlerine erişim, maliyet ve kalite açısından avantajlar sunan dijital uygulamalar ve yeni teknolojiler, sağlık turizmini de hem hastalar hem de hizmet sağlayıcılar için daha verimli ve çekici bir seçenek olduğu konularına değinildi.
Öğrenci hemşirelerin eğitimlerine ilişkin doyum düzeylerini belirlemek amacıyla yapılan çalışma ile hemşirelik öğrencilerinin eğitimlerine ilişkin doyum düzeyleri normalin az da olsa üzerinde yüksek bulunduğu tartışıldı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019 verilerine göre, dünya genelinde 700.000’den fazla intihar meydana gelmiştir. Özellikle 70 yaş ve üzeri bireylerde intihar oranlarının ciddi bir artış gösterdiği tespit edilerek; yaşlı erişkinlerde intiharı önlemek için bütüncül yaklaşımlar ve ulusal stratejiler geliştirilmesi konusuna dikkat çekildi.
İklim Değişikliği ve Sağlık Etkileri başlığı altında; iklim değişikliği, doğal süreçler ve insan kaynaklı faaliyetlerin birleşimi sonucu ortaya çıkarak hem çevre hem de insan sağlığı üzerinde derin etkileri çok yönlü olarak irdelendi.
Yaşlı bireylerde psikolojik dayanıklılık, bireysel ve toplumsal düzeyde büyük önem taşır. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde hızla yaşanmakta, genetik ve epigenetik faktörler uzun yaşam süresi üzerinde etkili olmaktadır. Belirtilen nedenlerden dolayı, çevresel etkilerle birlikte bu faktörlerin kapsamlı şekilde incelenmesi gerektiği vurgulandı.
Patella kırıklarının nedenleri sıralanarak, önlenmesi ve tedavisi konusunda ayrıntılı bilgiler sunuldu.
Her yıl dünya genelinde meydana gelen yaklaşık 20.000 deprem, önemli can kayıpları, altyapı hasarları ve ekonomik istikrarsızlıklar ile sonuçlanmaktadır. Ayrı bir konu başlığı altında, depremlerin halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ve bu etkilerin azaltılmasına yönelik hazırlık ve müdahale stratejileri kapsamlı şekilde ele alınması konusunda görüşler ortaya konuldu.
Organoprotektif Maddelerin Güncel Durumu ve Genital Sistemler Üzerindeki Radyoterapinin Olumsuz Etkilerine Karşı Stratejiler konu başlığı altında doyurucu ve oldukça geniş bilgilere yer verildi.
Guillain-Barré Sendromu (GBS), genellikle bulaşıcı bir hastalığın ardından ortaya çıkan, hızlı başlangıçlı kas güçsüzlüğü ve felç ile karakterize karmaşık ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir durumdur. Sendrom, özellikle acil servislerde sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında yüksek düzeyde klinik şüphe gerektirerek tanı ve yönetimde önemli zorluklar ortaya çıkarır. Bu sendromun tespit edilebilmesi için erken tanı ve zamanında tedavisinin yapılabilmesi konularında açıklayıcı bilgeler verildi.