İç Göç, Kentsel Uyum ve Bütünleşme
İndir
Özet
Bu kitap Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Cevdet YILMAZ danışmanlığında tamamlamış olduğum “Kentsel Uyum ve Bütünleşme: Isparta’da Yaşayan Tunceliler Örneği” adlı doktora tezimden üretilmiştir. Günümüzde tüm dünya toplumlarını etkileyen iki küresel fenomen ön plana çıktığı görülmektedir. Bu küresel fenomenlerden birincisi “artan göç hareketleri”dir. İkinci küresel fenomen ise “artan kentleşme hareketleri”dir. Öyle ki içinde bulunduğumuz çağ iki kavramla tanımlanacak olursa birincisi “göç çağı” diğeri de “kentleşme çağı” kavramları ile isimlendirilebilir. İnsanlık tarihi ile eşdeğer bir olgu olarak bir yer değiştirme hareketi olarak göç hareketleri günümüz toplumlarında daha önceki yüzyıllarda görülmeyen boyutlara eriştiğine şahitlik etmekteyiz. Artan bu göç hareketlerinin sonucunda da tüm dünya toplumlarında göç hareketlerinden kaynaklı sosyal, ekonomik, kültürel ve sosyo-psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Örneğin; yoksulluk, işsizlik, suç, şiddet, ötekileştirilme, dışlanma, ayrımcılık, sosyal ayrışma, gettolaşma, çarpık kentleşme, barınma, çevre kirliliği, vb. sorunlar hemen ilk başta sayılabilir. Bu sorunların nedenlerine bakıldığında ise temelde yeni gelenlerin sosyal, ekonomik, kültürel ve sosyo-psikolojik açıdan uyum ve bütünleşmenin sağlanılmamasından kaynaklanmaktadır. Bu uyumsuzluk ve bütünleşememe sorunu gerek yeni gelenlerin bireysel başarısızlarından gerekse de varış yerinin (ev sahibi toplum) olanaklarının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.
Göç yazınında, göçmenlerin uyum ve bütünleşmesi farklı kavramlarla tarif edilmektedir. Bu kavramlar; toplumsal bütünleşme (social integration), toplumsal uyum (social cohesion), topluma dâhil olma (social inclusion), sosyal uyuşma (social consensus), kentsel çoğulculuk (pluralism) kavramlarıdır. Bu çalışmada daha ziyade iç göç ve kentsel uyum ve bütünleşme kavramı üzerinde durulacaktır. Bu bakımdan bu çalışmanın ana amacı, dış göç hareketleri sonucunda yeni bir topluma gelenlerin uyum ve bütünleşmelerinden ziyade iç göç hareketleri sonucunda kentsel alana göç eden bireylerin uyum ve bütünleşme durumlarının hangi kuramsal yaklaşım ve kritere nasıl anlaşılacağıdır. Çalışmanın bir diğer önemli amacı da literatürde iç göç, kentsel uyum ve bütünleşme göstergeleri ilgili eksiklerin giderilmesi amacı taşımaktadır. Nitekim literatürde kentsel uyum ve bütünleşme olgusu, bazı yazarlarca “kentleşme” kavramı ile değerlendirilirken bazı yazarlarca da “kentlileşme” kavramı çerçevesinde değerlendirilmiştir. Oysa her iki kavram birbirinden farklı noktalara işaret etmektedir. Kentleşme, kentsel alanların büyümesi ve gelişmesi ilen kentlileşme ise kentsel davranışların benimsenmesi ve içselleştirilmesi sürecidir. Bu amaçla bağlantılı olarak bu çalışmanın bir diğer amacı, kentsel uyum ve bütünleme kavramları gündelik yaşamda birbirlerinin yerine kullanılmasına rağmen iki kavramın birbirinden farklı olduğunun vurgulanmasıdır. Nitekim kentsel uyum yeni gelenlerin geldikleri yerlerde “ilk gerçekleşen” bir olay ve yeni geldikleri yerde yaşamak için “zorunlu/irade dışı” oldukları bir süreçtir. Örneğin, kente yeni gelen bireyler göç ettiği yerin coğrafik koşullarına ve iklimine uyum sağlamak zorundadırlar. Kentsel bütünleşme ise kentsel uyum süreci sonucunda “sonradan” gerçekleştirilen ve “gönüllü/iradi” bir süreç olduğudur. Örneğin, aile mezarlarının göç ettiği yerde değil de vardığı yerde olması, kentsel bütünleşme açısından önemli bir göstergedir. Benzerliklerine bakıldığında ise birincisi, her iki kavram bir “yeniden bir uyarlanma” sürecini içerisinde barındırır. İkincisi, hem kentsel uyum hem de kentsel bütünleşme durumun gerçekleşmesi için “belli bir zaman”ın geçmesi gerekmektedir. Üçüncüsü ise hem kentsel uyum da hem de kentsel bütünleşmenin sağlanılmasında hem birey ve grupların “istekli olmaları” hem de varılan yerde “olanak ve fırsatların olması” gerekmektedir.
Özetle, bu çalışma iç göç hareketleri sonucunda kentsel uyum ve bütünleşme durumlarına odaklanmakta ve kentsel uyum ve bütünleşmenin anlaşılmasına yardımcı bir kaynak olmak amacındadır. Alana hem mevcut tartışmaları derli ve toplu gösterme hem yeni tartışmalara kaynaklık edecek bir kaynak olması dileğiyle…
Gökhan KURT