İklim Değişikliğinin Üreme Sağlığına Etkileri ve Ebenin Rolü
Şu kitabın bölümü:
Aydın Doğan,
R.
&
Hüseyinoğlu,
S.
(eds.)
2024.
Ebelik ve Kadın Sağlığı Üzerine Güncel Araştırmalar.
Özet
İklim değişikliği, 21. yüzyılın en büyük küresel sağlık tehditlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Artan sera gazı emisyonları, küresel sıcaklıkların yükselmesine, doğal afetlerin şiddetlenmesine ve ekosistemlerin bozulmasına neden olmaktadır. Bu süreç, solunum ve kardiyovasküler rahatsızlıklardan gıda güvenliği sorunlarına kadar birçok doğrudan ve dolaylı sağlık sorununu beraberinde getirmektedir. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar gibi savunmasız gruplar bu etkilerden en fazla zarar gören kesimler arasında yer almakta, özellikle gebeler çevresel felaketlere karşı daha yüksek risk taşımaktadır. Gebelik döneminde aşırı sıcaklıklara maruz kalma, erken doğum, düşük doğum ağırlığı ve gebelik komplikasyonları riskini artırırken, hava kirliliği ve toksik kimyasallar doğurganlık ve fetal sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Orman yangınları, seller ve vektör kaynaklı hastalıklar da üreme sağlığını tehdit eden diğer önemli iklim değişikliği faktörleridir. Bu bağlamda, ebeler, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi ve yönetilmesinde kritik bir rol üstlenmektedir. Ebe liderliğindeki sürekli bakım modeli, karbon emisyonlarını azaltarak çevresel sürdürülebilirliği desteklerken, aynı zamanda kadın ve yenidoğan sağlığında olumlu sonuçlar sağlamaktadır. Emzirme oranlarını artırmak, doğumda gereksiz müdahaleleri azaltmak ve toplum temelli bakım sunmak gibi uygulamalarıyla ebeler, sağlık hizmetlerinin çevresel etkisini en aza indirme potansiyeline sahiptir. Sonuç olarak, ebelerin iklim değişikliğine uyum ve azaltma stratejilerinde aktif rol alması, hem sağlık hizmetlerinin çevre dostu hale gelmesini hem de toplum sağlığının korunmasını destekleyecektir.