Cinsiyete Göre Yaşam Beklentisinin Şekillenmesinde Etkili Faktörler: OECD Daha İyi Yaşam İndeksi Analizi
Şu kitabın bölümü:
Akoğul,
S.
&
Tuna,
E.
(eds.)
2024.
Güncel Ekonometrik ve İstatistiksel Uygulamalar ile Akademik Çalışmalar.
Özet
Yaşam beklentisi, toplumun sağlık hizmetleri, yaşam kalitesi ve genel refah düzeyi hakkında kritik bir göstergedir. Cinsiyet, yaşam beklentisi üzerinde etkili olan birçok faktörün temelini oluşturan bir sosyal değişkendir. Son yıllarda, cinsiyet ve yaşam beklentisi arasındaki ilişki, pek çok araştırmanın odak noktası olmuştur.
Cinsiyete dayalı yaşam beklentisi farklılıklarını anlamak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin anlaşılmasına katkıda bulunabilir. Genellikle kadınların erkeklere kıyasla daha uzun yaşam beklentisine sahip olduğu gözlenir. Bu farkın nedenleri karmaşıktır; kadınlar genellikle daha sağlıklı yaşam tarzları benimserler, bu da sigara içmeme alışkanlığı, dengeli beslenme ve düzenli tıbbi muayeneler gibi faktörlere dayalı daha sağlıklı yaşam biçimlerini içerir.
Ancak, yaşam beklentisi sadece kişisel sağlık davranışlarına dayalı bir olgu değildir. Cinsiyet rolleri, kadınların ve erkeklerin sosyal ve ekonomik hayattaki farklılıkları nedeniyle yaşam beklentisini etkileyebilir. Bu çalışmanın temel amacı, yaşam beklentisinin cinsiyete göre farklılaşmasına etki eden sosyal ve ekonomik faktörleri incelemek ve bu faktörler arasındaki ilişkileri açıklamak, böylece cinsiyet eşitsizliği konusunda bilimsel bir katkı sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda, Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü’nün (OECD) “Better Life Index” verileri kullanılarak Yapısal Eşitlik Modellemesi (PLS-SEM) yöntemi uygulanmıştır. Çalışmada, cinsiyetin yaşam beklentisi üzerindeki etkileri çeşitli değişkenler aracılığıyla analiz edilmiş, bu değişkenler arasındaki ilişkiler ve etkiler incelenmiştir. Araştırma, yaşam beklentisi ve cinsiyet arasındaki karmaşık ilişkileri anlama amacı taşımaktadır.
Elde edilen sonuçlar, kadınlar arasındaki cinayet oranı erkeklere kıyasla daha düşük olduğundan, bu durum yaşam beklentisini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Ancak, kadınlar içinde çalışma oranının erkeklere kıyasla daha düşük olması, kadın bireylerin yaşam memnuniyetinin düşük olmasına ve yaşam beklentisinin kısalmasına yol açmaktadır. Ayrıca, kadınların gece sokakta tek başına dolaşırken kendilerini daha güvensiz hissetmeleri, yaşam beklentisini olumsuz etkileyen diğer bir faktördür.