Sarkopeniyi Anlamak İçin Yaşam Boyu Yaklaşım
Şu kitabın bölümü:
Türkmen,
M.
&
Uluç,
E.
A.
(eds.)
2024.
Spor Bilimleri Alanında Akademik Araştırma ve Değerlendirmeler V.
Özet
Dünya nüfusu yaşlanıyor. Nüfusun yaşlanması, yalnızca insanlığın en büyük başarılarından biri olarak değil, aynı zamanda sağlık süresinin nasıl artırılacağını ve iyi sağlık ve işlevsellik ile karakterize edilecek ilave yaşam yılları için potansiyelin nasıl yaratılacağını belirlemeye yönelik toplumsal bir zorluk olarak da kabul edilmiştir. Sağlıklı bir ömre ulaşmayı tehdit eden en büyük etkenler, fonksiyonel sınırlamalara, sakatlığa ve yaşam kalitesinin düşmesine yol açan ve yaşa bağlı kronik hastalıkların riskini ve şiddetini artıran, birden fazla organda yaşa bağlı fizyolojik bozukluklardır. Vücuttaki hemen hemen her organ yaşlanmanın zararlı etkilerinden etkilendiğinde, fenotipik olarak en gözle görülür değişiklikler vücut kompozisyonunu, özellikle de iskelet kasını, yağ dokusunu ve kemik dokularını etkilemektedir. Yetişkin insanlarda kas kütlesi vücut kütlesinin yaklaşık %42'sini oluştururken yaşlı insanlarda bu oran yaklaşık %27'ye düşer. Vücut kitlesindeki kayıp, 50 yaşına gelindiğinde açıkça fark edilir hale gelir ve yaşlanmayla birlikte daha da hızlanır. Bu duruma sarkopeni (Yunanca sárx, “beden” ve peníā” yoksulluğu) adı verilir. Sarkopeninin dünya çapında yaşlıların %10 ila %16'sını etkilediği tahmin edilmektedir. Fiziksel hareketsizlik, yetersiz beslenme, sigara içme, aşırı uyku süresi ve diyabet, Sarkopeni riskini arttıran faktörlerdir.