Değişen İklim Koşullarında Kentlerin ve Kentlilerin Dirençliliklerinin Sağlanması
Şu kitabın bölümü:
Tün,
M.
(ed.)
2024.
Tehlikeler ve Afet Dirençli Kentler I.
Özet
İklim değişikliği, kentsel alanlar üzerinde önemli etkiler ortaya çıkarmaktadır. Artan sıcaklıklar, kentlileri etkileyerek önemli sağlık sorunlarını tetiklemektedir ve özellikle toplumsal hassas gruplar, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı kırılgandır. İklim değişikliğinin etkisiyle su kaynaklarının azalması, kentlerde su kıtlığına neden olurken, değişen yağış koşulları ise kentlerde geçirgen olmayan yüzeylerin fazlalığı ile birlikte bu defa kent sellerine yol açmaktadır. Mevcut kentsel altyapılar bu süreçlerde yetersiz kalmakta ve iklimle ilişkili aşırı hava olayları ve afetlerden etkilenmektedir. Yüksek sıcaklıkların, soğutma amaçlı enerji talebini artırdığı görülmektedir. Kentsel yeşil alanlar, kuraklık ve sıcaklık artışlarından zarar görürken, deniz seviyesindeki yükselme ise, kıyı kentlerinde altyapı sorunlarına ve erozyona sebep olarak kıyı bölgelerinde yaşayan kentlileri tehdit etmektedir. İklim değişikliğinin tarımsal faaliyetler üzerindeki olumsuz etkileri ise kentlerin gıda güvenliğini riske atmaktadır. Esasen barındırdığı fosil yakıta dayalı faaliyetlerle iklim değişikliğine neden olan kentlerde, iklim değişikliğinin söz konusu etkileriyle mücadele edilmesi ve kentlerin dirençliliklerinin artırılması günümüz koşullarında kaçınılmaz hale gelmiştir. Kentsel dirençlilik, kentlerin uzun vadeli tehditlere karşı direnç gösterme kapasitesini ifade etmektedir ve özellikle iklim değişikliği gibi faktörlere karşı hazırlıklı olmayı içermektedir. Bu esaslar doğrultusunda bu çalışmanın amacı, iklim değişikliğinin ortaya çıkardığı olumsuz koşulların kentsel dirençliliği ve kentlileri nasıl etkilediğinin değerlendirilmesi ve kentsel dirençliliğin artırılmasına dönük stratejilerin ortaya konulmasıdır. Çalışmada, kentlerin dirençliliğinin sağlamasının, kentlerde gerçekleştirilen faaliyetlerin sürdürülebilirlikleri ve kentliler için güvenli ve yaşanabilir bir çevre oluşturulabilmesi açısından kritik öneme sahip olduğu sonucu elde edilmiştir. Bu kapsamda kentlerde su yönetiminin, doğa temelli çözümlerin ve yeşil altyapıların geliştirilmesinin, fosil yakıt kullanımının azaltılarak, enerji verimliliğinin sağlanmasının ve afet yönetimi faaliyetlerinin iklim değişikliğine uyum eylemleriyle bütünleşik olarak ele alınmasıyla kriz yönetimi yaklaşımından risk yönetimi yaklaşımına geçiş yapılmasının oldukça önemli olduğu çalışmada elde edilen bir diğer sonuçtur.