Doğum her kadın için kendine özgü seyreden eşsiz bir deneyimdir. Bu deneyim kadın hayatının devamında fizyolojik ve psikolojik pek çok değişikliğe sebep olur. Kadınların vajinal doğumu travmatik bulmaları sezaryen doğum isteğinde artışa sebep olmaktadır. Dünya geneline bakıldığında sezaryen oranlarında çok ciddi artış olduğu görülmektedir. Endikasyonsuz sezaryen doğumların önüne geçebilmek adına dünyada ve ülkemizde yeni uygulamalar ortaya atılmıştır. Her kadın doğum eyleminden dolayı korku yaşayabilmektedir. Tokofobi, kadınların çeşitli nedenlerden dolayı doğuma karşı duydukları doğum korkusunu ifade eder. Kadınlar, yaşadıkları olumsuz obstetrik deneyimler, üçüncü kişilerden duydukları yanlış ya da travmatik doğum hikâyeleri ve çeşitli psikolojik nedenlerle normal doğumdan kaçmaktadırlar. Tokofobiye sahip kadınlar doğum esnasında kendisinin ya da bebeğinin zarar görebileceğini düşünmektedir. Yapılan çalışmalar tokofobi yaşayan kadınlarda daha fazla doğum komplikasyonu geliştiğini, doğumun aktif evresinin daha uzun olduğunu ve acil sezaryen ihtiyacının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Kadının gebeliğinde riskli bir durum yaşaması, planlamış olduğu doğumdan farklı bir doğum gerçekleştirmiş olması ya da doğum esnasında gelişen komplikasyonlar kadın için beklenmedik bir durum olup doğum travmasına dönüşebilmektedir. Doğum sürecinde yaşamış olduğu ağır obstetrik travmalar travma sonrası stres bozukluğuna da neden olabilmektedir. Kadın yaşadığı doğum deneyimini konuşmayı reddediyorsa ya da ilk gebeliği olmasına rağmen doğum sürecinden bahsetmekten korkuyorsa gebelik döneminde kadınların nitelikli bir ebelik bakımı alarak korku ve endişelerinin giderilmesinin sağlanması ile doğuma olan yaklaşımlarını önleyerek tokofobi ve travmatik bir doğum süreci yaşamasının önüne geçilebileceği savunulmaktadır. Doğum travmasının bilinenden daha karışık ve kapsamlı bir kavram olduğu ve ayrıca doğum travmasının doğum sonrası ruh sağlığı problemi olarak ele alınması gerektiği de savunulmaktadır.