Stoacı filozoflar, yaşadıkları dönemin toplumsal normlarından farklı olarak kadınların ahlaki ve entelektüel açıdan erkeklerle eşit olduğunu savunurlar. Bütün insanların rasyonel varlıklar olduğunu kabul ederler ve ahlaki sorumluluklarının cinsiyetten bağımsız ele alınması gerektiğini ileri sürerler. Cinsiyet ayrımının ahlaki değerleri veya yetenekleri sınırlamaması gerektiğini öne sürerek toplumsal değişim ve ilerleme için öncü bir rol oynarlar. Stoacıların cinsiyet eşitliğini ve kadınların ahlaki kapasitelerini kabul etmesi, dönemin toplumsal normlarına göre oldukça ileri bir düşünce biçimini temsil eder. Bu makalede de stoacı filozofların kadınlarla ilgili görüşlerinin feminist bir çizgide değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve stoacı ilerlemecilik anlayışının ahlaki açıdan nasıl değerlendirilebileceği araştırılmaktadır. Stoacı filozofların kadınlarla ilgili düşünceleri birbirinden farklılık göstermektedir. Kimi düşünürlerin görüşleri cinsiyetçi bir bakış açısı içerirken, bazı stoacıların ise insanların doğuştan eşit olduklarına ve her cinsiyetin ahlaki erdem geliştirebileceğine inandıkları görülmektedir. Bu görüşteki stoacılar, cinsiyet ayrımı yapmaksızın kadın erkek bütün insanların erdem sahibi olduğunu savunmaktadırlar. Biyolojik olarak kadın ya da erkeğin zihinsel ya da ahlaksal açıdan farklı olmadıklarını düşünmektedirler.