Türkiye’nin AB adaylık sürecinin daha etkin olarak yürütülmesi hedefiyle ilki 2010 diğerleri 2014 ve 2019 yıllarında olmak üzere Türkiye’nin AB İletişim Stratejisi hazırlanarak kamuoyuyla paylaşmıştır. Söz konusu İletişim Stratejisi “AB’ye Yönelik İletişim Stratejisi” (ABYİS) ve “Türkiye’ye Yönelik İletişim Stratejisi” (TÜYİS) olmak üzere iki yönlü bir niteliğe sahiptir. Aynı zamanda AB İletişim Stratejisi birçok hedef kitleye yönelik araçlar, mesajlar gibi unsuru da içerisinde barındırmaktadır. Daha geniş bir nüfusu hedeflemesi nedeniyle Türkiye’nin AB’ne anlatılmasını amaçlayan ABYİS ve diğer hedef kitlelere ulaşma kabiliyeti nedeniyle İletişim Stratejisinin hedef kitlelerinden medya diğer unsurlardan farklı bir öneme sahiptir.

Bu itibarla, bu çalışmada AB iletişim stratejilerinde verilmek istenilen genel mesajlar, medyaya yönelik önerilen araçların yanı sıra medya ve kamu diplomasisi konusunda öne çıkan kurumlar olan Başbakanlık Basın ve Yayın Genel Müdürlüğü, T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu, Anadolu Ajansı, Radyo ve Televizyon Üst Kurumunun yaptığı çalışmalar ele alınmıştır. Başbakanlık, AB Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminde Dışişleri Bakanlığına bağlı yapılar tarafından farklı dönemlerde çıkarılan AB İletişim Stratejilerinin ABYİS ve hedef kitle olarak medya özelinde muhteviyatı ve uygulamasına yönelik kamu yönetimindeki yapısal dönüşüm çerçevesinde bir analiz yapma fırsatı da oluşmuştur.

Çalışma sonunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte Türkiye’nin kamu diplomasisinin İletişim Başkanlığı çatısı altında kurumsallaşmasına yeni bir yön verdiği, tüm ilgili kurumların paydaşlığıyla hayata geçirilen Ulusal Kamu Diplomasisi Strateji Belgesi ve Eylem Planının Türkiye’nin AB İletişim Stratejisinin daha etkin olmasına yönelik bir girişim olduğu değerlendirilmiştir. Bu kapsamda önceki İletişim Stratejilerine göre mesleki işbirliği ve kurumsal medya eğitimlerinin sayısında artış meydana geldiği, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi gibi yeni araçların oluşturulduğu ve sosyal medyayı da kullanarak daha fazla medyaya yönelik söylem ve demeçlerin birer araç olarak kullanılmaya başlandığı görülmüştür. Bununla birlikte verilmek verilen mesajlarda ise terörle mücadele, göç, güvenlik ile birlikte İslamofobi konularının daha yoğunlaştığı dikkat çekmektedir.