Bir fenomen olarak çalışan deneyimi, son yıllarda yönetsel düşüncenin gündemine girerek, global ölçekte insan kaynakları işlevinin ve mesleğinin geleceğini şekillendirmeye başlamıştır. Bunun nedeni, deneyim ekonomisi paradigması çerçevesinde, işletmelerin artık rekabet avantajı elde etmede, farklılaşma stratejilerini, yalnızca müşterilerine sundukları deneyimler ile oluşturamayacağının farkına varmış olmasıdır. Bu bağlamda deneyim odaklı farklılaşmak, yüksek müşteri memnuniyeti ve bağlılığı oluşturmak isteyen işletmeler, çalışan deneyimi alanına yatırım yapmaya başlamıştır. Nitekim değişen parametreler ışığında, başarılı ve lider işletmelerin geleneksel, standartlaştırılmış ve geçerliliğini kaybetmiş insan kaynakları yönetim anlayışlarını rafa kaldıran ve deneyim odaklı güncel konseptler ile çalışanını işletmenin gerçek başarısına ortak olarak yeniden konumlandıran işletmeler olduğu görülmektedir. Bu noktada işletme liderleri ve insan kaynakları profesyonelleri için “çalışan” unsurunun yeniden anlamlandırıldığı, çalışanın müşterinin önünde tutulduğu yeni bir anlayışa uyumlanmaları beklentisi, işletmeye kritik iş değerlerinin sunulabilmesinde hayati öneme sahiptir. Çalışan deneyimi konsepti, en genel ifade ile çalışan yaşam döngüsü çerçevesi dikkate alınarak, işletmede insani ve sağduyulu bir anlayışla, çalışanın beklentilerine, isteklerine ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde oluşturulan ve sürecin sonunda, çalışanda iş deneyiminin toplamı için olumlu bir algı yaratılmasının hedeflendiği, deneyim tasarım faaliyetlerini anlatmaktadır. Çalışan deneyimini doğru anlamak ve yönetmek, çalışan-işveren arasında güçlü uyumun sağlanmasında, yeteneklerin işletmeye çekilmesinde ve elde tutulmasında, bağlı çalışanların oluşturulmasında, değişen işgücü niteliğinin doğru yönetiminde ayrıca kârlılık, büyüme, rekabette avantaj, verimlilik, güçlü müşteri ilişkileri ve bağlılığı oluşturma gibi iş sonuçları üzerinde etkili bulunmaktadır. Ayrıca çalışan deneyimi anlayışı, işletme dünyasını deneyim ekonomisine bağlayan ve yetenek savaşında kazanan tarafı belirleyen, güçlü bir yönetim yaklaşımı olarak tanınmaya başlamıştır.

Bu bölümde öncelikle dönemin öne çıkan anlayışlarından deneyim odaklılık tartışılmıştır. Ardından çalışan deneyimi kavramsal olarak tanıtılarak, model geliştirme çalışmaları, kavramın içerik unsurları, iş sonuçları üzerindeki etkisi ve insan kaynaklarının çalışan deneyimindeki rolü hakkında genel bir bilgilendirme yapılmıştır. Bölüm, çalışan deneyimi alanına ilgi duyan okuyucular ve araştırmacılar için kavram hakkında derinlemesine bilgi verilmesini amaçlamaktadır. Bununla birlikte çalışan deneyiminin ulusal literatüre tanıtılmasına, ileride alanla ilgili yapılacak çalışmalara ve ulusal literatürde tespit edilen kaynak eksikliğinin giderilmesine katkı sunması beklenilmektedir.