Son yıllarda geleneksel antimikrobiyallere direncin artması, özellikle çoklu dirençli bakteriler tarafından üretilenler olmak üzere ciddi bulaşıcı hastalıkları tedavi etmek için yeni antibiyotik arayışlarını artırdı. Antimikrobiyal dirence (AMR) bağlı dünya çapındaki yüksek ölüm oranı, başta antibiyotikler olmak üzere yeni molekül arayışlarını ve ürün geliştirme çalışmalarını hızlandırmıştır. Bu bağlamda, antimikrobiyal peptitler (AMP'ler), yeni terapötik ajanlar olarak kullanım için alternatif moleküller olarak mevcut antibiyotik tedavisiyle ilişkili AMP'lerin sinerjistik etkisi, AMR'nin üstesinden gelecek etkili yeni ilaçların üretilmesi için önemli sonuçlar getirebilir.  AMP'lerin bakteri, mantar, parazit ve virüslere karşı geniş bir yelpazede önleyici etkileri vardır. Tüm canlı organizmalar tarafından yaygın olarak üretilen küçük biyoaktif proteinlerdir. Geniş spektrumlu antibakteriyel potansiyelleri immünomodülatör ve antitümör dahil diğer aktiviteleri nedeniyle, farmasötik endüstrisinin biyofarmasötik üretimi için büyük ilgi görmektedirler. AMP'lerin geliştirilmesi ve üretilmesi sürecinde uygulanan teknolojik platformlardan rekombinant DNA teknolojisi, bakteri ve maya hücrelerini ekspresyon konak sistemleri olarak kullanarak bu tür moleküllerin laboratuvar ölçeğinde ve büyük ölçekli ortamlarda üretilmesini sağlamıştır. Bu bölümde, mikrobiyal ekspresyon sistemleri ve ayrıca biyoişleme ve saflaştırma teknolojileri dahil olmak üzere AMP'lerin biyoişlemesindeki son gelişmeleri, gelecekteki yönelimleri, nanotaşıyıcı sistemeler ve farmasötik uygulamalarını ele alacağız. Burada ayrıca bu alandaki başarılı vakaları açıklıyoruz ve AMP'lerin biyomühendisliği ile ilgili beklentileri ve zorlukları vurguluyoruz.