Türkiye’nin Güvenlik Kültürü, Ordu ve Askeri Darbeler
Şu kitabın bölümü:
Yazıt,
H.
&
Köktürk,
N.
(eds.)
2023.
Sosyal Bilimler Üzerine Araştırmalar-IX.
Özet
Türkiye’de devlet her zaman kutsal bir kurum olarak algılanmıştır ve bireyin üstünde konumlanmıştır. Bu nedenle Türkiye’nin güvenlik kültürü de çok uzun yıllar geleneksel güvenlik anlayışını yansıtır şekilde devlet merkezlidir. Bu anlayışa göre, devlet iç ve dış tehditlere karşı korunduğunda toplum ve birey de korunmuş olacaktır. Özellikle Türkiye’nin güvenlik kültürü içerisinde iç güvenlik söz konusu olduğunda öne çıkan ilk husus siyasal alanda çözüm bulunabilecek birtakım sorunların güvenlik söylemi ile güvenlik alanına taşınmasıdır. Bu sebeple Türkiye’de iç tehdit söylemi çok uzun yıllar toplum ve siyasetin bir tehdit olarak algılanıp güvenlikleştirilmesi üzerine inşa edilmiştir. Toplumun ve siyasetin güvenlikleştirilmesinin somut yansımaları da 1950’den beri neredeyse her elli yılda bir tekrarlanan askeri darbelerdir. Bu savlar doğrultusunda kaleme alınan bu çalışmanın ilk başlığında, Türkiye’nin güvenlik kültürünün tarihsel boyutu ve genel özellikleri ele alınmıştır. İkinci başlıkta, Türkiye’nin güvenlik kültürü içerisinde ordunun rolü ve yeri analiz edilmiştir. Son başlıkta ise 2000’li yılların başından bu yana gerçekleşen Türkiye’nin güvenlik kültüründeki dönüşüm kısaca incelenmiştir. Gerçekçi ve bütüncül bir yaklaşımla betimsel analiz metodunu kullanan bu çalışmanın nihayetinde, Türkiye’de Cumhuriyet’in ilk yıllarından 1990’lı yıllara kadar geçen sürede özellikle iç güvenliğin ilgili aktörlerin algı ve tutumları çerçevesinde dar bir güvenlik anlayışı ile şekillendiği; ancak Türkiye’nin hem iç hem dış güvenlik anlayışının 2000’li yılların başında uluslararası sistemdeki mevcut güvenlik yaklaşımının dönüşümüne paralel bir evrim geçirdiği sonucuna ulaşılmıştır.