Cumhuriyet Halk Fırkası ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Programları Üzerine Bir Karşılaştırma
Şu kitabın bölümü:
Tansü,
Y.
E.
(ed.)
2023.
Tarih Alanında Seçme Yazılar-IV.
Özet
30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra yurdun işgallere uğraması sonucunda vatanın mukadderatını İtilâf Devletlerine ve onların korumasında azınlıklara bırakmak istemeyen vatanseverler, Batı Anadolu’dan başlamak üzere direnişe geçtiler. Aynı amaçlar doğrultusunda Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Samsun’a çıkan vatanseverler de bu yer yer yanan istiklâl ateşlerini birleştirip teşkilâtlandırarak vatanın kurtuluşunu temin ettiler ve Osmanlı Devleti’nin yerine yeni bir milli devlet kurdular. Bu aşamadan sonra Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, Büyük Taarruzun kazanılmasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve onun yaratıcısı Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin görevlerinin de sona erdiğini, müdafaa-i hukuk teriminin Kurtuluş Savaşındaki anlamını artık ifade edemeyeceğini düşünmüşler ve yeni dönemde yeni isme, yeni bir programa ihtiyaç olduğunu vurgulamışlardır. Mustafa Kemal Paşa çıktığı yurt gezilerinde amaçlarını halka anlatma fırsatı bulurken TBMM’de ise 1 Nisan 1923 tarihinde seçimlere gidilmesi gündeme gelmiş ve yeni bir seçim yapılması kabul edilmiştir. Mecliste seçim kararı alındıktan sonra, 8 Nisan 1923 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (ARMHC) Reisi olarak bir beyanname yayınlamıştır. 9 Umde’den (ilke) oluşan bu beyanname Halk Fırkasının (HF) temelini oluşturmuştur. Diğer taraftan Cumhuriyet’in ilk muhalefet partisi olarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının (TCF) kökenlerini, Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanından sonra HF içinde doğan görüş ayrılıklarına kadar uzatmak mümkündür. Cumhuriyetin, bir grup önde gelen partilinin Ankara’da bulunmadığı bir sırada ilan edilmesi bazı tepkilere yol açmıştır. Eski çalışma arkadaşlarının Mustafa Kemal’in desteklediği nispeten yeni kadrolar tarafından geriye itildiklerini düşünmesi de yeni partinin kuruluşunda etkili olmuştur. Böylece iki parti iki programla ve yer yer farklı söylemlerle Türk siyasi hayatında yerini almıştır.