Endüstri 4.0'ın önemli bir aşaması olan dijital dönüşüm süreci, Türkiye ve tüm dünya için büyük bir öneme sahiptir. Bu süreçte, toplumların ve işletmelerin öncelikli yapması gereken şey, teknolojik ilerlemelere ayak uydurmak ve değişimi etkili bir şekilde yönetmektir. Finans piyasası gibi birçok alanda gerçekleştirilen dijitalleşme, Türkiye'de de Endüstri 4.0 perspektifiyle ele alınmakta ve yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Dijital dönüşüm, finans sektörü içinde önemli bir yer edinmesinin yanı sıra bireysel girişimciler için de çeşitli avantajlar ortaya koymaktadır. Accenture'un 2016 Dijitalleşme Endeksi sonuçlarına göre finansal hizmetler sektörü, dijitalleşme performansı en yüksek sektör olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca, dijitalleşme ile birlikte tüketicilerin talepleri giderek değişmekte ve bu durum yeni ürünler ve iş kollarının ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Finans piyasası da endüstri devriminin etkisi altında kalarak bu değişimden etkilenmektedir. Dijital dönüşümün finans sektöründe yeni bir çağın başlamasına yol açtığı 21. yüzyılda, finans kurumları ve sektördeki paydaşlar, dijitalleşmeye uyum sağlama sürecindedir. Dijitalleşmenin getirdiği bu değişiklikler, bir ülkenin ekonomik koşulları, ihracat ve ithalat dengesi, kalkınma seviyeleri gibi temel göstergelerini de etkilemektedir. Öte yandan, şirketlerin dijital dönüşüm sürecinde finansal kaynaklarını etkili bir şekilde yönetmesi ve etkin yatırımlar yapması, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren önemli faaliyetlerdendir. Dijital dönüşüm, maliyetleri düşürüp verimliliği arttırırken; ülke ekonomilerine katkı sağlamakta ve çeşitli ürünlerle birlikte ülkeleri farklı pazarlara yönlendirerek ticari ilişkilerin gelişmesine olanak tanımaktadır. Ülkeler için dijital teknolojilerin kullanımı finansal güç elde etmek için bir fırsat sunmaktadır. Dijitalleşme ve üretimdeki artış sayesinde finansal piyasada yaşanan büyük gelişmeler, dünya genelinde rekabeti artırmaktadır.