Keloit ve Hipertrofik Skar
Şu kitabın bölümü:
Özdaş,
T.
(ed.)
2023.
Sağlık Bilimleri Araştırmaları: Kulak, Burun & Boğaz Hastalıkları–II.
Özet
Memelilerde deri bütünlüğünde bozulma sırasında vücudun tepkisi olarak ardarda gelişen ancak biyolojik olarak farklı süreçler içeren kompleks ve progressif seyreden yara iyileşme süreci gelişir. Yara iyileşmesinin remodeling aşaması sırasında, kolajen birikimi organize bir şekilde meydana gelir ve normotrofik bir yara izi ile sonuçlanır. Bu süreçteki bozulmalar, hipertrofik skar veya keloid ile sonuçlanan aşırı kollajen sentezine ve birikmesine neden olabilir. Keloid yara izi sınırını aşarken, hipertrofik skar ise yara izi sınırını aşmamaktadır. Yara iyileşme süreci; yanık, travma ve inflamatuar durumlar sonrası aşırı fibrozisden atrofiye kadar değişen farklı spektumlarda ortaya çıkabilmektedir. Artan inflamatuar ve proliferatif süreçler ve azalmış remodelling süreçleri aşırı ekstraselüler matriks birikimine neden olur. Genetik ve sistemik faktörler de bu aşırı skarlı lezyonlarla ilişkilidir. Keloit ve hipertrofik skarın geniş bir tedavi yelpazesi mevcut, bunun için dermatologlar, plastik cerrahlar ve bu durumları tedavi eden ve yöneten meslekler arası iyi bir organizasyon olması gerekir. Multidisipliner yaklaşım ile keloit ve hipertrofik skar oluşumu önlenebilir veya önemli miktarda iyileştirilmesi sağlanabilir. Cerrahi işlemlerden sonra yapılan basınç ve tıkayıcı pansumanları uygulamak yara iyileşmesine olumlu katkı ve aynı zaman da nüks oranlarında azalmaya yol açtığını kanıtlamaktadır. Keloit –hipertrofik skar tedavisindeki uygulamaların geneline bakıldığında, kortikosteroidler, cerrahi revizyon skarı, radyoterapi, lazer uygulamaları ve yeni gelişen tedavi protokolleri olan kök hücre uygulamaları, interferon ve botox yeralmaktadır. Moleküler veya sitokin hedefli tedavilerin umut verici sonuçları sürekli olarak bildirilse de, mevcut profilaksi ve tedavi stratejileri hala temel olarak inflamatuar süreçleri azaltmaya odaklanmaktadır. Daha etkili profilaksi ve tedavi stratejileri geliştirmek için aşırı skar oluşumunun altında yatan mekanizmaların daha fazla anlaşılması gerekmektedir.