Gastroözefageal Reflü Hastalığı

Murat Aladağ (ed)
Malatya Turgut Özal Üniversitesi
https://orcid.org/0000-0002-4563-7027

Özet

Gastroözefageal reflü hastalığı (GERH) günümüzde oldukça sık görülen ve insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir durumdur. Her ne kadar bilimsel olarak ilk tarifi tam yüz yıl önce (1923) yapılmış olsa da gittikçe önemini artırarak günümüze kadar gelmiştir. Gastroözefageal reflü hastalığı hem çocukluk hem yetişkinlik hem de ileri yaşlarda günümüzde daha da artan sıklıkta görülmektedir.

Bugüne kadar yazılan tıp kitaplarında bu konuya değinilmektedir, birinci basamak sağlık kuruluşunda başlayarak, ikinci basamak ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında bile hastayı hekime getiren en sık şikayetlerden birisidir. Modern hayatta daha çok çalışıp daha az dinlendiğimiz, ekonomik şartlarımızın iyileşmesiyle gereğinden fazla beslendiğimiz için bu tip yakınmalarımızında daha çok olduğunu görmekteyiz.

Pek çok insanda yemekten sonra hazımsızlık, mide ekşimesi ve yemek borusunda yanma yakınmaları mevcuttur. Bu rahatsız edici durum yemek borusuna, hatta ağza kadar gelen gıda ve mide asidi ile belirgindir. Bu durum bazı kişilerde geçici olup, belli bir süre sonra ortadan kalkar. Ancak bazı kişilerde de sık sık oluşan ve oldukça ağrılı bir hastalık halini alır. Toplumda oldukça sık oranda (yüzde 15-20) izlenen bu durum kadınlarda daha çok görülmesine karşın ciddi yemek borusu hasarı erkeklerde daha fazladır. İleri yaşlarda ve çocuklarda oldukça ciddi durumlar oluşturabilir. Önlem alınabilen ve tedavisi mümkün olan bir hastalıktır.

Otuz dört yıllık hekimlik hayatımda gerek öğrencilik gerek uzmanlık gerekse hocalık dönemimde en çok karşılaştığım ve tedavisinde en çaresiz kaldığım hasta tipi bu olgulardı. Çünkü her ne kadar tedavisi mümkün olsa da tedavide en önemli basamak hastanın kendisine düşüyor. Bunlardan en önemlisi yaşam tarzı değişikliği ve verilen ilaçların düzenli kullanılmasıdır. Bu konuda kendimden bir örnek vermek isterim Haziran 2002’de Türk Gaastroenteroloji derneğinin organize ettiği bit toplantıda Mardine gittik ve gündüz toplantı akşamda Mardin yemekleri vardı üçgün üst üstü yemekten sonra ciddi reflü problemi yaşaamama rağmen kendimi kontrol edemeyip her gece aynı yemekleri yedim. Bu örneği vermemin nedeni bir gastroenteroloi hocası olarak ben bunu yaşıyorsam bu konuda daha yapacak birşeyler var diyerek arkadaşlara bu konuda bir araya gelerek bu konuya dikkat çekmek için bir kitap yazmaya karar verdik.  

 

Reflünün en sık görülen belirtisi göğüste yanmadır. Bazı kişilerde bu yanma midede, boyunda, omuzlarda, sırtda ve kolda dahi hissedebilir. Kalp ağrısından ayırt edilemez. Göğüs ağrısı nedeniyle koroner anjio yapılıp negatif bulunan hastaların %50’sinde reflü özofajit saptanmıştır. Ağrılar uykudan uyandırır, antiasit ve yiyeceklerle hafifler, gıda ve öğünlerle ilişkilidir, sırt üstü yatma ve öne eğilmede hissedilir.

Türkiyede reflüyü biz hekimlere derslerde, konferanslarda kitaplarında öğreten hocamız Prof Dr Serhat Bor hastanın midesinde alev vardır alev derdi.  GERH yaşam kalitesini tamamen yok eden bir durumdur. Hastalar bunu hocam lütfen göğsümü yarın çıkarın bu alevi diyerek hekime başvurmaktadır.

Bu kitapta bazılarının öğrencilik, birkaçının asistanlık ve bazılarının da yan dal uzmanlığına şahit olduğum ve hekimlikleri ve hasta yaklaşımları konusunda her zaman hayran olduğum bir sanatçı inceliği ile mesleklerini yapan saygıdeğer meslektaşlarımla bu kitabı yazdık. Her birisi kendi alanında bilimsel camiada kabul görmüş ve yazıları ile rüştünü ispat etmiş örnek hekim olan arkadaşlarımız bu kitabı yazmayı kabul ettiler.

Kaynakça Gösterimi

Aladağ, M. (ed.) (2023). Gastroözefageal Reflü Hastalığı. Özgür Yayınları. DOI: https://doi.org/10.58830/ozgur.pub104

Lisans

Creative Commons License

Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslanmıştır.

Yayın Tarihi

30 March 2023

ISBN

PDF
978-975-447-616-3

DOI